
Cocuklarim yetiskin olup birer birer evden ayrildiktan sonra, biz bir kari bir koca kaldik evde. O kalabalik oldugumuz günler hepsi geride kaldi.
Keske hic büyümeselermis, keske hep öyle kalsalarmis.
Doga kanunu tabi, bizde ailelerimizi zamani gelince birakmadik mi?
Evlenip yuva kurmadik mi? Cevabinizi duyar gibi oluyorum. Tabiki hepimiz ayni yollardan gectik.
Kücük büyük siyah beyaz kedilerin arasindan Punky ile o gün orada karsilastik. Önce dikkatlice gözlerimiz birlesti, uzun uzun bakistik. Yukarida sepetinin icindeydi.
Sonra nasil oldugunu anlamadim biran kucagima sicradigini farkettim. Kollarimin icindeydi, sanki beni al diyordu.
Esime dedim: Bu kediyi aliyoruz. Kesinlikle o gün onu almak istedim ve aldim. Nerdeyse ikinci yilimizi sürüyoruz.
Ilk geldigi geceyi unutamam. Bütün gece dolasti hic uyumadi. Arada üstümüzden atladi, yanimiza yaklastiginda hafif hirlama sesleri geliyordu. Nedenini anlayamamistik.
Ertesi gün aldigimiz yere telefon ettim ve izah ederek nedenini sordum.
Telefonun ucundaki Bay Schweißer uzun bir kahkaha atti.
Nereden bilebilirdim ki o hirlamalarin ne anlama geldigini. Daha önce hic kedim olmamisti ki. Megerse bizden cok hoslamis. Hoslandigini belli ediyormus hirlayarak.
Iki yildir beraberiz. Bütün boslugumuzu doldurdu kedilerimiz.
Punky`nin ilk geldigi günkü fotagraflari icin buraya bakiniz.
Punky`den sonra Assy`yi aldik. Onu da sonra anlatirim, alis öykümüzü...
Anlayacaginiz iki kedimizle bir yasam, bir aile olusturduk. Onlarla cok mutluyuz. Onlarda bizimle olmaktan cok mutlu, biz nereye onlar oraya.
Yani biz Kedi anasi ve Kedi babasi olduk anlayacaginiz...