Google
 

Cumartesi, Ocak 12, 2008

Çikolata



Çikolata, dünyanın en sevilen yiyeceklerinden biridir ve tropik kakao ağacının çekirdek denen tohumlarından yapılır. Çikolataya istendiğinde fıstık, fındık ve süt de katılır. Çikolata besin değeri yüksek, bedeni geliştiren ve enerji veren bir yiyecektir.

Türk Gıda Kodeksi'ne göre tanımı; Kakao ürünleri ile şeker ve/veya tatlandırıcı; gerektiğinde süt yağı dışındaki hayvansal yağlar hariç olmak üzere diğer gıda bileşenleri ile süt ve/veya süt ürünleri ve Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinde izin verilen katkı ve/veya aroma maddelerinin ilavesi ile tekniğine uygun şekilde hazırlanan ürünü ifade eder.

Çikolatanın tarihi 19. yüzyılda başlar, ama öyküsü daha eskidir. İspanyol kâşifler Kristof Kolomb ve Hernán Cortés, 16. yüzyılda Orta Amerika'ya yaptıkları gezilerden yanlarında bir içecekle döndüler. Bu içecek, Mayalar ile Azteklerin kakao çekirdeklerinden elde ettikleri bir içecekti. Öğütülmüş kakao çekirdeklerinin suyla karıştırılmasıyla elde ediliyordu. Adı "çokolatl"dı ve Aztek dilinde "ekşi, acı içki" anlamına geliyordu. Aztekler, içine biber ve başka baharat kattıkları bu içkiyi soğuk olarak içiyorlardı. İspanyollar ise aynı içkiyi şekerli olarak içmeye başladılar. Bu içeceğin gizi yaklaşık 100 yıl boyunca saklı kaldı. Fransa'ya ve Avrupa'nın öteki ülkelerine ancak 17. yüzyılda yayılabildi. Çok aranan bir içecekti, ama pahalı olduğu için yalnız zenginler içebiliyordu. 1700'lerde İngilizler süt katarak içeceğin tadını geliştirdiler. Yumuşak, tatlı ve yenebilir çikolata yapma yöntemi 19. yüzyılın ortalarında bulundu. 1876'da İsviçreliler süt ve şekeri çikolatayla karıştırarak bugünkü sütlü çikolatayı yapmayı başardılar.
Kakao yetistiriciligi asamalari fotograflariyla burada
Latince adı “tanrıların besini” anlamında Theobromocacao olan kakao ağacından elde edilen kakao, Batı Afrika, Batı Hint Adaları ve Güney Amerika’da üretilir. Kakao ağaçları dört yaşından sonra meyve vermeye başlar. Boyu 4-10 metre olan ağaç yılda iki kez ürün verir. Gövdeye ya da ana dallara yakın yerlerde çıkan meyve, olgunlaştığında uzunluğu 35 cm kadardır. Bir meyvenin içinde yaklaşık 2,5 cm boyunda 20-40 tohum, yani kakao çekirdeği bulunur. Etli, olgun meyvelerin içinden çıkarılan çekirdekler birkaç gün mayalanmaya bırakılır. Daha sonra güneşte kurutulur ve böylece çekirdekler fabrikada işlenmeye hazır hale gelmiş olur. Fabrikada temizlenen kakao çekirdekleri kavrulur ve öğütülür. Elde edilen macun görünümündeki sıvı çikolata yapımında kullanılır. Ayrıca preslenerek kakao ve kakao yağı elde edilebilir.

Kavrulmuş kakao parçaları şekerle karıştırılır ve bir kapta ağır silindirlerle hamur haline getirilir. Bu hamur ince çikolata tabakalarına dönüştürülür ve ardından bu tabakalar kakao yağı katılarak yumuşatılır. Sonra dikdörtgen olukları bulunan bir makinenin içine koyulur. Oluklar içindeki silindirlerle çikolatayı yumuşak ve pütürsüz hale getirilir. Sonunda sıvıya dönüşen çikolata kalıplara dökülür ve soğutulur. Katılaşan çikolatayı çıkarmak için kalıp biraz ısıtılır. Sütlü çikolata, inek sütünden süttozu, vanilya ile başka tat ve koku vericiler eklenerek elde edilir. Değişik çikolatalar yaparken, çikolatanın yumuşak ve kolay işlenebilir olması için soyafasulyesinden elde edilen "lesitin" maddesi de eklenir.
Cikolata yapimi fotograflari burada


schokoladenmuseum

Die Geschichte der Schokolade

Speise aus dem Paradies
Xocoatl (Schokoladewasser) nannten die Azteken den Kakao, der von ihnen als scharfes, eher salziges Getränk aus Kakaobohnen, Maismehl, Kaneelrinde, Chilipfeffer, Honig und Vanilleschoten unter Zusatz von Wasser zubereitet wurde. Schokolade erfreue, erfrische, tröste und kräftige jeden, der sie trinke, schreibt ein spanischer Chronist über den Konsum des Kakaos. In einem Bericht eines Offiziers aus dem Heer von Fernando Cortez heisst es: «Dieses Getränk ist ungemein gesund und nahrhaft. Wenn man eine Schale davon getrunken hat, kann man den ganzen Tag lang reisen, ohne weiteres Essen zu benötigen.» Für die Azteken war der Kakao göttlichen Ursprungs. Chat Ekchuah, der Gott des Kakaobaumes, hatte den Menschen diese «Speise der Götter» geschenkt.
Weiter lesen hier!

Hiç yorum yok: